2 Haziran 2017 Cuma

Necm Suresi

NECM            1 - İnmekte olan yıldıza andolsun ki,  

NECM            2 - Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.        

NECM            3 - O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.  

NECM            4 - O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.      

NECM            5 - Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti      

NECM            6 - (Ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu.        

NECM            7 - O, en yüksek ufukta idi.    

NECM            8 - Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.    

NECM            9 - Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı.      

NECM            10 - (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.          

NECM            11 - Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.      

NECM            12 - Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız.    

NECM            13 - Andolsun onu bir kez daha görmüştü.    

NECM            14 - Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında.  

NECM            15 - Ki Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır.    

NECM            16 - Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.      

NECM            17 - (Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.    

NECM            18 - Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.          

NECM            19 - Siz de gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı?        

NECM            20 - Ve üçüncü olarak da öteki (put) Menat'ı?

NECM            21 - Size erkek O'na dişi öyle mi?      

NECM            22 - Öyle ise bu çok insafsızca bir taksim.      

NECM            23 - Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığınız (boş) isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerin sevdasına uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.          

NECM            24 - Yoksa her arzu ettiği şey, insanın kendisinin mi (olacak) dir?      

NECM            25 - Son da ilk de (ahiret de dünya da) Allah'ındır.    

NECM            26 - Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiç bir işe yaramaz.        

NECM            27 - Ahirete iman etmeyenler meleklere dişilerin adlarını takıp duruyorlar      

NECM            28 - Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez.    

NECM            29 - Onun için bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlerden yüz çevir.          

NECM            30 - İşte onların ilimden erişebilecekleri (son sınır) budur. Şüphesiz, Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; O, hidayette olanı da iyi bilir.      

NECM            31 - Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'ındır. Akıbet (sonuçta) kötülük yapanları yaptıkları ile cezalandıracak, güzel davrananları da daha güzeliyle mükafatlandıracaktır.      

NECM            32 - Onlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar hariç. Şüphesiz Rabbinin affı geniştir. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.  

NECM            33 - Şimdi gördün mü O yüz çevireni?

NECM            34 - Azıcık verip (sonra vermemekte) direneni?        

NECM            35 - Gaybın bilgisi kendi yanındadır da, o mu görüyor?          

NECM            36 - Yoksa haber verilmedi mi Musa'nın sahifelerinde yazılı olanlar?  

NECM            37 - Ve çok vefakâr olan İbrahim'in sahifelerindekiler?          

NECM            38 - Ki hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez.

NECM            39 - Doğrusu insana çalışmasından başka bir şey yoktur.      

NECM            40 - Ve çalışması da yakında görülecektir.    

NECM            41 - Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.

NECM            42 - Ve şüphesiz en son varış, Rabbinedir.    

NECM            43 - Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.  

NECM            44 - Öldüren de dirilten de O'dur.      

NECM            45 - Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O'dur,        

NECM            46 - Atıldığı zaman bir nutfeden.        

NECM            47 - Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.  

NECM            48 - Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur.          

NECM            49 - Doğrusu Şi'râ yıldızının Rabbi O'dur.      

NECM            50 - O, helak etti önce gelen Âd'ı.      

NECM            51 - Ve Semûd'u da bırakmadı.        

NECM            52 - Önceden de Nuh kavmini (helak etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı.        

NECM            53 - Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı.          

NECM            54 - Onları neler kapladı neler!          

NECM            55 - O halde Rabbinin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun.  

NECM            56 - Bu da ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır.      

NECM            57 - Yaklaşan yaklaştı.          

NECM            58 - Onu Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.      

NECM            59 - Şimdi siz bu sözden mi hayret ediyorsunuz?        

NECM            60 - Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?

NECM            61 - Ve siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller?  

NECM            62 - Haydi Allah için secdeye kapanın ve O'na kulluk edin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kur'an-ı Kerim' de beş vakit namazın bulunup bulunmadığı

Belirli şartları taşıyan Müslümanlara günde beş vakit namazın farziyeti Kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Beş vakit namazın eda edileceği ...